Nov 22, 2012

GİYSİLERİN ÇOK ŞIK. BİR O KADAR DA ZEHİRLİ.

Bugün ne giyiyorsun? Kıyafetine dokun, hadi. Ne hissettin? Evet, bir kıyafet parçasına dokunuyorsun. Dokunduğun bir tür kumaş. Fakat aslında bundan daha fazlası var: Bir hikayeye dokunuyorsun. Çünkü –dolabındaki, dolabımdaki, herkesin dolabındaki- her kıyafetin bir hikayesi var.
Modaya öncülük eden markalar, şu anda bizim adımıza bu hikayeyi yazıyorlar. Bu hikayede, birilerinin özel mülküymüşçesine kirletilen su yolları; zehirlenmiş nehirler; ekosistem ve yaşam alanları üzerinde ciddi hasarlara sebep olabilen, zararlı, kalıcı ve hormon bozucu özelliklere sahip kimyasallar yer alıyor. Seni bilmem; ama biz burada, Greenpeace’te bu hikayeyi hiç sevmedik. Biz kıyafetlerimizi gerçekten seviyoruz. Kendimizi ifade etmek ve dünyaya sunmak için kıyafetlerimizi bir araç olarak kullanıyoruz. Fakat modanın gezegenimize mal olmaması (evet, kelimenin tam anlamıyla!) gerektiğine gerçekten inanıyoruz. Hayır – kıyafetlerimiz zehirli kimyasallarla kirletilmek zorunda değiller. Şeffaflık içermeyen ve sularımızı zehirleyen yöntemlerle üretilmek zorunda değiller. Alım gücümüzü aşarak hızla eskimek için tasarlanmış olmaları da gerekmiyor. Başka bir yol mümkün – ve senin gibi insanlar bunu ön plana çıkaracak. Çünkü giydiklerimizi üreten markalar bize kulak verecek. Neden mi? Çünkü biz olmadan onlar bir hiç. Evet, doğru duydunuz: Bir hiç. Onlar da bunun farkında. Biz etkisiz eleman değiliz. Markalar üstünde inanılmaz bir güce sahibiz. Bireysel olarak, ama daha da etkilisi, bir arada olarak değişime öncülük edebiliriz. Biz buna #HalkınGücü adını verdik ve bu oluşum gittikçe büyüyor. Biz kıyafetlerini seven insanlarız – ve bir adım ileri gitmeye hazırız. İşte bu nedenle bu sene, Greenpeace’in Detox Kampanyası, sokak modasını belirleyen markaların ürünlerinin imalatında kullanılan zararlı kimyasal maddeleri derinlemesine inceleme altına aldı. Bugün, zehirli kimyasal maddeler kullanan tekstil üretim tesisleriyle su kirliliği arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyoruz. Yaptığımız araştırma, moda sektöründen 20 adet küresel markayı ve Zara, Metersbonwe, Calvin Klein, Levi’s, Mango, Tommy Hilfiger ve Vero Moda gibi markaların satışa sunduğu 141 adet ürün üzerinde yapılan testleri içeriyor.
Zararlı kimyasal maddelerin doğaya salımına ve ürünlerin üretiminde kullanımına son verilmesini talep ediyoruz. Bunu gerçekleştirmenin en iyi yolu, bu zararlı maddeleri daha güvenli alternatiflerle değiştirmekten geçiyor. Markalar bu konuda ciddi olduklarının göstergesi olarak, üretim tesislerinden doğaya bırakılan maddeleri şeffaf bir şekilde açıklamalılar. Güç ve nüfuz sahibi markalar, tedarikçileriyle iş birliği yaparak zararlı kimyasalları bir kenara bırakıp güvenli alternatifler kullanmaya geçerler ve bu alternatiflerin acilen piyasaya sürülmesini sağlarlarsa, diğerleri de onların izinden gidecektir. Eğer #HalkınGücü bu kadar kuvvetli olmaya devam ederse, bu gidişatı dünya çapında sonsuza dek değiştirebiliriz. Şimdiden elde ettiklerimizi düşünün: Yedi adet uluslararası marka (Puma, Nike, Adidas, H&M, M&S, C&A ve Li-Ning) değişim yolunda adım attılar – çünkü bunu onlardan siz istediniz. Fakat Zara gibi bazı markalar sessizliklerini korumaya devam ediyorlar. Gelecek vizyonumuzda bize katılıyorsan, modayı zehirden arındırması için Zara’yı ikna etmede bize katıl! Zara’ya kıyafetlerimizde ve su kanallarımızda zararlı kimyasallara yer olmadığını söyle. Kıyafetlerimizin anlattığı hikayelerin kontrolü bizim elimizde – birlikte bu hikayeyi tersine çevirelim. http://www.greenpeace.org adresli siteden derlenmiştir.